
2021’de Tedarik Zinciri Yönetimi : Neler Yanlış Gidebilir?
Sektör olarak sene başında 2020 için öngörüleri bir araya getirirken ortaya çıkacak olayları hiç birimiz öngöremezdi. Geçtiğimiz yıl COVID-19 ve çeşitli aksaklıkları ile tanımlandı. Hem insanlar hem de işletmeler için hayatımızın en zorlu yıllarından biri oldu.
Tedarik zinciri süreçleri bakımından muazzam bir bozulma gördük. Karantina önlemleri en uç noktadayken üretim tesislerinin, dağıtım merkezlerinin, limanların ve perakende mağazalarının kapanmasına tanık olduk. Ayrıca tuvalet kağıdı, makarna ve pilav gibi temel yiyecekler gibi her zaman market raflarında bulunmasını doğal kabul ettiğimiz şeylerde kıtlıklarla karşılaştık. 2021 yılında da global düzeyde yankıların devam edeceği belli. Örnek teşkil etmesi için İngiltere Hükümeti’nin cari mali yıl (Nisan 2020 – Nisan 2021) için 372 milyar sterlin borçlanacağını bildirdi. Pandemiden önce yıllık borçlanma rakamı 55 milyar sterlindi.
2021’e girerken, birçok iş lideri şöyle düşünecek: Başka ne ters gidebilir ki? Maalesef 2020 bize bir şey gösterdiyse, o da aksaklıkların en beklemediğiniz anda gelebileceğidir. 2021 için odak noktası, dünya genelinde öngörülemeyen tedarik zinciri olaylarına hazırlanmak olmalıdır. Öyleyse, daha fazla uzatmadan, 2021’de ne görmeyi bekleyebiliriz?
İş Gündeminde Yeni Bir Numara: Tedarik Zinciri Yönetimi
2020 yılına kadar tedarik zinciri, büyük ölçüde arka planda işleyen ve ulusal medyada veya insanların günlük yaşamlarında çok az ilgi gören bir iş fonksiyonuydu. Teslimatlar beklendiği gibi gelir ve her şey saat gibi çalışır, ara sıra gecikmeleri engellerdi.
Bununla birlikte, eski bir atasözü olan “Kaybolana kadar sahip olduğumuz şeyin değerini bilmeyiz” sözü, 2020’de tam olarak geçerliydi. Ulusal karantinalar ve sosyal mesafe önlemleri, tedarik zinciri süreçlerinde ve insanların günlük yaşamlarında büyük gecikmelere ve kesintilere neden olan ciddi zayıf noktaları ortaya çıkardı.
Bu sayede bugün hem insanlar hem de işletmeler tedarik zinciri yönetimine çok daha fazla önem veriyorlar. İş dünyasında, tedarik zinciri stratejilerinden bahsedenlerin oranı arttı. Ocak-Mayıs 2020 arasında tedarik zinciri kesintisi, dünyanın en büyük 2.000 şirketinin borsa duyurularında yaklaşık 30.000 kez bahsedildi. Bu rakam geçen yılın aynı döneminde 23.000 civarındaydı.
Bunun anlamı, tedarik zinciri yönetiminin şirketlerin yönetim kurulları için daha önemli bir konu haline gelmesidir. 2021’de tedarik zinciri stratejileri iş gündeminin merkezinde olacak.
Tedarik Zinciri Yönetiminde Aynı Risk, Daha İyi Esneklik
Etkili bir aşı keşfedilene kadar, COVID-19’un neden olduğu aksaklıklar 2021’e kadar devam edecek. Bir aşının ne zaman ulaşılabilir olabileceğine dair bazı tahminler olsa da, gerçekte yüzde 100 emin olamayız. Yine de garanti edebileceğimiz bir şey, ister COVID-19 ister diğer jeopolitik gerilimler olsun, yaşadığımız bu asla normal olmayan dünyada her zaman aksamalar olacağıdır.
Sonuç olarak, 2021’de de risk seviyesi yüksek kalacak ve yeni normalin bir parçası olacak. Değişeceğini tahmin ettiğimiz şey, işletmelerin bu risklere ve aksamalara karşı dayanıklılığıdır. CFO’lar, tedarik zincirlerinin iş büyümesini nasıl destekleyebileceği ve finansal riski nasıl azaltabileceği konusuna daha fazla ilgi gösteriyor. Tedarik zinciri verimsizliğinin mali sonuçları çok büyük olabilir ve bir şirketin maliyetlerinin %80’inden fazlası tedarik zinciri stratejilerine bağlıdır.
Bu riski yönetmek ve tedarik zinciri süreçlerinde verimliliği artırmak için, teknolojiye geçiş şüphesiz hızlanacak ve bu nedenle irili ufaklı birçok kuruluşun dijital yolculuğunu hızlanacak. Yapay zeka, makine öğrenimi ve dijital ikiz gibi teknolojiler bir zamanlar “olsa güzel olur” olarak görülürken şimdi, RSR Araştırma tarafından perakende sektörü yöneticileri ile yakın zamanda yaptığı bir ankete göre, kazananlar ile kaybedenleri ayıran bir fark olacak. Tedarik zinciri yönetiminde gerçekten dirençli olmak için alternatifleri kıyaslayabilmek çok önemlidir. İşletmeler, bir işletmenin tedarik zincirinin sanal bir temsili görevi gören bir tedarik zinciri dijital ikizini kullanarak, hayal edebilecekleri herhangi bir kesintiyi değerlendirip bunlara hazırlanabilmelerini sağlamak için çok çeşitli olasılıkları modelleyebilir. Finansmana bağlı olasılık modelleri ve simülasyon teknolojisi çok önemli bir rol oynayacaktır.
Geliştirmelerin zorunlu olacağı başta gelen sektör, sağlık ve yaşam bilimleridir. Bu sektör tedarik zinciri teknolojisinin benimsenmesi açısından FMCG veya yüksek teknoloji gibi diğer sektörlerin gerisinde kalmıştır. Yine de 2021’de dünyanın her zamankinden daha çok güvendiği bir endüstri olacak. COVID-19 aşısının 2021’de mevcut olma umutları yüksek kalırken, aşı üreticileri hükümetler ve özel kuruluşlarla işbirliği içinde bunu sağlamak zorunda kalacak. Aşı, en erken zamanda dünya nüfusunun çoğu için erişilebilir olabilir. Bunun yanı sıra, COVID-19’un neden olduğu aksaklıklar, genel olarak ilaç tedarik zincirindeki zayıf halkaları da göz önüne çıkardı. 2021’de büyük gelişmeler olmadıkça ve sektöre yönelik dijital adaptasyon hızlanmadıkça aşının topluma yaygın olarak uygulanması son derece zorlu olacak.
Görünürlüğün Yüksek Olduğu ve Daha Sürdürülebilir Bir Tedarik Zinciri Yönetimi
2020 yılında, bir dizi şirketin 2030 yılına kadar karbon nötr olma sözü verdiğini gördük. Bu, ancak işletmelerin daha kısa, daha döngüsel tedarik zinciri stratejileri oluşturmasıyla mümkün olacaktır. Şu anda, hava kirliliğine ve CO2 emisyonlarına en büyük katkılardan biri, küresel CO2 emisyonlarının neredeyse dörtte birini oluşturan nakliye sektörüdür. Yine de şirketlerin sadece %30’u sürdürülebilirliği tedarik zinciri kararlarına dahil ediyor.
İşletmelerle konuşursak zayıf noktaları ve riski belirlemek için tedarik zinciri süreçlerinde uçtan uca görünürlük elde etme isteği her zamankinden daha fazla. Bunu bir ilk adım olarak gerçekleştiren işletmeler, CO2 emisyonlarının artmasına katkıda bulunan, örneğin aşırı uzun nakliye yolları veya yetersiz depo yerleri gibi verimsizlikleri daha doğru bir şekilde belirleyebilecekler.
Bu içgörüler sayesinde, işletmeler tedarik zinciri süreçlerini optimize etmek ve hem daha kısa hem de daha döngüsel olmalarını sağlamak için en son teknolojiyi kullanabilir. 2021, bu cephede büyük bir değişiklik göreceğimiz yıl olacak mı? Muhtemelen hayır, çünkü bu uzun bir süreç ve çoğu işletme yolculuğuna yeni başlıyor. Ancak, yatırımcıları ve müşterileri sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşacaklarına ikna etmek isteyen işletmelerin 2025 yılına kadar sürekli olarak olumlu sonuçlar göstermesi gerekecektir.
2020, önceden var olan tedarik zinciri yönetimi kural kitaplarının kenara atıldığı bir yıl oldu. 2021, iş modellerinin yeni çalışma yöntemlerine uyarlandığı yıl olacak. İşletmeler, bir kesintinin diğerinin yerini aldığı bir dünyada hayatta kalmak ve başarılı olmak istiyorsa, en son tedarik zinciri teknolojileriyle desteklenen esneklik ve çeviklik kabiliyetlerine sahip olmak zorundalar.